Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olan Konya, Selçuklu başkenti olması, Mevlana kültürü ve geniş bozkırlarıyla hem tarih hem doğa açısından büyük bir hazine. Bu şehirde birkaç gün geçirerek hem geçmişe yolculuk yapabilir hem de doğanın sunduğu farklı manzaraları keşfedebilirsin.
-
1 Mevlana Müzesi ve Türbesi

Konya’nın simgesi olan Mevlana Müzesi, her yıl milyonlarca kişinin ziyaret ettiği en önemli manevi merkezlerden biridir. Eski dergâh kompleksi günümüzde müze olarak kullanılıyor. Müze içerisinde Mevlana Celaleddin Rumi’nin türbesi, sema gösterileri için kullanılan salonlar, derviş hücreleri ve Osmanlı dönemine ait el yazmaları, müzik aletleri ve kıyafetler bulunuyor. Türbe kısmı özellikle mistik havasıyla dikkat çekerken, avlusundaki gül bahçeleri de ziyaretçilere huzurlu bir ortam sunuyor.
Burayı gezerken sadece tarihi değil, manevi bir atmosferi de hissedersin. Konya’ya gelip Mevlana Türbesi’ni görmeden dönmek neredeyse imkânsız.
-
2 Alaeddin Tepesi ve Alaeddin Camii
Şehrin merkezinde yer alan Alaeddin Tepesi, aslında bir höyük yani yapay bir tepe. Üzerinde 12. yüzyılda yapılmış Alaeddin Camii bulunuyor. Bu cami, Selçuklu Sultanlarının toplu olarak defnedildiği yer olması açısından da önemlidir.
Tepenin etrafında yürüyüş yolları, parklar ve dinlenme alanları mevcut. Konya halkı için bir buluşma noktası olan Alaeddin Tepesi, günümüzde hem tarihi hem de sosyal bir merkez. Özellikle akşam saatlerinde burada oturup şehri izlemek keyif verici.
-
3 İnce Minareli Medrese
1260 yılında inşa edilen İnce Minareli Medrese, adını giriş kapısının yanındaki ince uzun minaresinden alır. Günümüzde taş ve ahşap eserler müzesi olarak kullanılmaktadır.
Selçuklu taş işçiliğinin en görkemli örneklerinden biri olan bu yapı, özellikle kapı üzerindeki işlemelerle dikkat çeker. İçeride ise farklı dönemlere ait taş kabartmalar, ahşap sütun başlıkları, kitabeler ve süslemeler sergileniyor.
-
4 Sille Köyü
Konya merkeze 8 km uzaklıktaki Sille Köyü, Roma döneminden günümüze kadar yaşam izleri taşıyan tarihi bir yerleşimdir. Dar taş sokakları, restore edilmiş Rum evleri, tarihi camileri ve kiliseleri ile kültürel bir mozaiğe sahiptir.
En dikkat çekici yapısı, Bizans İmparatoru Konstantin döneminde yapılan Aya Eleni Kilisesi’dir. Ayrıca köyün içindeki mağaralar, kaya oyma yapılar ve eski taş evler çok sayıda fotoğraf için harika kareler sunar. Bugün Sille, kafeleri, sanat atölyeleri ve butik otelleriyle turistik bir köy haline gelmiştir.
-
5 Çatalhöyük Antik Kenti
Konya merkeze yaklaşık 50 km uzaklıkta bulunan Çatalhöyük, dünyanın bilinen en eski yerleşimlerinden biri olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alır. Burada yaklaşık 9 bin yıl öncesine ait ev kalıntıları, duvar resimleri ve günlük yaşam izleri görülür.
Özellikle Çatalhöyük’ün evleri yan yana inşa edilmiş ve çatılardan girilen yapılar şeklindedir. Bu özellik, Neolitik dönemin yaşam tarzı hakkında çok önemli ipuçları verir. Arkeolojiye meraklı olanlar için burası Konya’nın en değerli duraklarından biridir.
-
6 Meram Bağları
Konya’nın en yeşil bölgelerinden biri olan Meram Bağları, şehir merkezine oldukça yakındır. Tarihi Meram Köprüsü’nün çevresindeki bu alan, asırlardır Konya halkının mesire yeri olarak bilinir.
Nehir kenarındaki yürüyüş yolları, çınar ağaçları ve serin havasıyla özellikle yaz aylarında çok rağbet görür. Bölgede restoranlar, kafeler ve çay bahçeleri de bulunur. Şehir merkezinin bozkır havasından uzaklaşıp doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için güzel bir alternatif.
-
7 Beyşehir Gölü ve Eşrefoğlu Camii
Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan Beyşehir Gölü, Konya şehir merkezine 90 km uzaklıkta bulunur. Göl çevresinde yürüyüş yapabilir, tekne turlarına katılabilir ve muhteşem gün batımı manzaralarını izleyebilirsin.
Beyşehir ilçesinde ise Eşrefoğlu Camii bulunur. Ahşap direkleri ve Selçuklu mimarisinin incelikleriyle ünlü bu cami, Anadolu’daki en büyük ahşap sütunlu camilerden biridir. Hem göl hem de tarihi yapı birlikte gezilerek keyifli bir rota oluşturabilir.
-
8 Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
Türkiye’nin ilk tropikal kelebek bahçesi olan bu alan, özellikle çocuklu aileler için eğlenceli bir durak. İçeride farklı türlerde kelebekler, egzotik bitkiler ve küçük su havuzları bulunur.
Bahçeye girildiğinde tropikal bir iklim hissedilir; rengârenk kelebekler ziyaretçilerin etrafında uçar. Fotoğraf çekmek için de eşsiz bir ortam sunar.
-
9 Tuz Gölü
Konya, Aksaray ve Ankara sınırları içinde yer alan Tuz Gölü, özellikle yaz aylarında suyunun büyük kısmı çekildiğinde ortaya çıkan tuz tabakalarıyla eşsiz bir manzara oluşturur. Göl, kuş gözlemciliği açısından da önemlidir; flamingolar burada sıkça görülür.
Gün batımında göl yüzeyine yansıyan renkler fotoğraf tutkunları için olağanüstü kareler sunar. Şehre gelmişken kesinlikle görülmeli.
-
10 Karatay Medresesi

1251 yılında Selçuklu veziri Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan Karatay Medresesi, günümüzde bir çini eserleri müzesi olarak hizmet veriyor. Özellikle iç mekândaki mavi-beyaz renkli çini süslemeler büyüleyici güzellikte. Kubbesindeki yıldız desenli çiniler, Selçuklu dönemi sanatının en etkileyici örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Burada Anadolu’nun farklı dönemlerine ait seramik ve çini eserleri sergileniyor. Fotoğraf meraklıları için özellikle kubbe ve mihrabın çini detayları çok ilgi çekici.

0 Yorumlar