Oscar Ödüllü 10 Film – Mutlaka İzlemeniz Gereken Başyapıtlar

Bong Joon-ho’nun yönettiği Parasite, alt sınıftan Kim ailesi ile zengin Park ailesinin yollarının kesişmesiyle başlayan gerilimli bir hikâyeyi anlatıyor. Kim ailesi, zekâlarını kullanarak Park ailesinin hayatına birer birer sızar. Başlangıçta komedi unsurlarıyla ilerleyen film, kısa sürede sınıf çatışmasını ve eşitsizliği gözler önüne seren karanlık bir drama dönüşür.

Toplumsal yapıya dair sert eleştiriler barındıran Parasite, En İyi Film Oscar’ını kazanan ilk yabancı dilde film olarak tarihe geçti. Hem mizahı hem de şok edici finaliyle unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Chloé Zhao imzalı Nomadland, ekonomik çöküş sonrası evini ve işini kaybeden Fern’in, karavanıyla Amerika’yı dolaşarak modern bir göçebe yaşamına adım atmasını konu alıyor. Fern’in yolculuğunda tanıştığı gerçek göçebeler, filme belgesel tadında bir samimiyet katıyor.

Frances McDormand’ın doğal ve güçlü performansı sayesinde izleyici, yalnızlık, kayıp ve özgürlük temalarını derinden hissediyor. Nomadland, doğanın dinginliği ile modern dünyanın acımasızlığını aynı potada eritiyor.

Daniel Kwan ve Daniel Scheinert’in yönettiği film, çok evrenli (multiverse) bir macera sunuyor. Sıradan bir çamaşırhane sahibi olan Evelyn, bir anda farklı evrenlerdeki benlikleriyle bağlantıya geçer ve tüm evreni tehdit eden büyük bir düşmanla yüzleşmek zorunda kalır.

Absürt komedi, aksiyon, aile dramı ve felsefi sorgulamaları bir araya getiren film, hem eleştirmenlerden hem de seyircilerden büyük övgü topladı. Michelle Yeoh, bu filmle En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını alarak tarihe geçti.

1960’ların Soğuk Savaş döneminde geçen film, dilsiz temizlik görevlisi Elisa’nın laboratuvarda esir tutulan amfibik bir yaratıkla kurduğu sıra dışı aşkı anlatıyor. Yalnız ve sessiz bir yaşam süren Elisa, bu yaratıkla kurduğu bağ sayesinde hayata yeniden anlam bulur.

Guillermo del Toro’nun masalsı anlatımı, görsel tasarımı ve büyüleyici atmosferi sayesinde The Shape of Water, hem romantik hem de fantastik bir sinema deneyimi sunar. Film, 4 dalda Oscar kazandı.

Bir zamanların popüler süper kahraman oyuncusu Riggan Thomson, kariyerinin düşüşe geçmesinin ardından Broadway’de sahneye çıkarak saygınlığını yeniden kazanmak ister. Ancak bu süreçte hem kişisel hem de sanatsal açıdan büyük bir mücadele verir.

Film, tek planmış gibi görünen çekim tekniğiyle sinema tarihine geçti. Alejandro G. Iñárritu’nun yönettiği Birdman, ego, sanat, şöhret ve varoluş krizini ustaca işler. Michael Keaton’ın performansı filmin en dikkat çekici unsurlarından biridir.

1840’larda geçen film, özgür bir siyahi adam olan Solomon Northup’un kaçırılarak köleliğe satılmasının gerçek hikâyesini anlatıyor. Kuzey Amerika’da özgür yaşayan Solomon, ailesinden koparılır ve güneyde köle olarak 12 yıl boyunca hayatta kalmaya çalışır.

Steve McQueen’in yönetmenliğinde çekilen film, köleliğin acımasız yüzünü çarpıcı bir gerçekçilikle gözler önüne serer. Lupita Nyong’o’nun performansı ve duygusal yoğunluğu, filmi unutulmaz kılar.

Kral VI. George, kekemeliği nedeniyle büyük zorluklar yaşamaktadır. II. Dünya Savaşı öncesinde halkına cesaret vermesi gereken bir lider olarak, konuşma terapisti Lionel Logue ile birlikte bu engelini aşmaya çalışır.

Colin Firth’in Oscar kazandıran performansı, filmi derin bir duygusallığa taşır. The King’s Speech, azim, dostluk ve liderlik üzerine ilham verici bir hikâyedir.

Mumbai’nin yoksul mahallelerinde büyüyen Jamal Malik, “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasına katılır. Sorulara verdiği her cevap, izleyiciyi onun geçmişindeki zorluklara ve aşkına götürür.

Danny Boyle’un enerjik yönetimiyle film, umut, kader ve sevgi temalarını işliyor. 8 Oscar ödülü kazanan Slumdog Millionaire, hem dramatik hem de eğlenceli bir anlatıya sahip.

Roma İmparatorluğu’nda geçen destansı film, general Maximus’un ihanete uğrayarak ailesini kaybetmesiyle başlar. Köle olarak arenaya düşen Maximus, gladyatör dövüşlerinde yükselir ve intikam için savaşır.

Ridley Scott’un yönettiği Gladiator, güçlü aksiyon sahneleri ve duygusal yoğunluğuyla sinema tarihine geçti. Russell Crowe, bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandı.

Steven Spielberg’in başyapıtı olan film, Nazi Almanya’sında binlerce Yahudi işçiyi fabrikalarında çalıştırarak hayatlarını kurtaran Oskar Schindler’in gerçek hikâyesini anlatıyor. Siyah-beyaz çekim tekniğiyle film, tarihi gerçekçiliği ve duygusal gücüyle izleyicide derin bir etki bırakıyor.

Schindler’s List, sinema tarihinin en dokunaklı savaş dramlarından biridir ve Holocaust’u en güçlü şekilde beyazperdeye taşır.